SOKAK LAMBASI

 



   Lise yıllarının sonlarında tahmini on yedi on sekiz yaşlarındaydı. Üç katlı bir evin son katının kocaman salonun açıldığı balkondan gecenin bir vakti, sokağın tamamen ıssızlaştığı saatlerde, sokak lambasının aydınlattığı karşı kaldırımı izliyordu. Manzaranın fonunda harabe bir müstakil evin yıkılmaya yüz tutmuş kerpiçten bahçe duvarları vardı.

Bulunduğu yerden bakıldığında tamamlanması gereken bir kart postalı andırıyordu manzara. 

Sırtını duvara yaslamış, elinde sigarasıyla sokak lambasının ışığının hemen altında, kaldırımda bekleyen bir adam silueti eksikti resimde tam olarak.

Belki bir hatasını telafi etmek, af dilemek için kararlılıkla bekleyen biriydi belki de gecenin bir vakti göresi gelmişti sevdiğini, içi özlemle dolmuş çıkagelmişti. 

Yüzü o mesafeden tam olarak seçilmiyordu fakat omuzlarının dik duruşundan ne istediğini tam olarak bilen bir hali vardı. 

Peki kimi bekliyordu bu adam?

Elbette hemen karşı balkonda bulunan kendisini.

Bu film daha sonraları şakır şakır yağmurun yağdığı sonbahar gecelerinde de, sıcaktan kaçan uykuların arandığı bir ağustos akşamının geç saatlerinde de tekrar tekrar oynadı. 

Ne zaman içi sıkılsa, yüreği daralsa hep bu sarı ışığa karşı uzun uzun otururken buldu kendisini. 

Yıllar böyle geldi geçti. 

Kimi zaman o adamın yerine birini koyacak gibi oldu ama sonra vazgeçti.

Bir gün o evden taşınılma kararı alındı. Artık o manzaraya son bakışlardı. Buruk bir tadı vardı bu durumun çünkü sokak lambasının kendisi için bir anlamı olduğuna emindi. Samimi bir arkadaşlıktı sanki. Az derdini dinlememişti karşı balkondakinin ne de olsa.

Belki de içinde yaşadığı yıllar boyunca o sokak lambasının altında bekleyen fakat kim olduğunu bilmediği kişinin gelmemesiydi esas üzüldüğü.

İş işten geçmişti. Bunca vakit gelseydi canım o da çok bekletmişti.

Yeni evindeki odasına girer girmez bir balkon çarptı gözüne. Hemen çıkıp dışarıyı şöyle bir üstünkörü taradığında şansa bakın ki kendisine göz kırptığını düşündüğü bir sokak lambası duruyordu hemen karşısında. 

Gülümsedi, biliyordu karşı kaldırımdaki arkadaşı da kendisiyle birlikte gelmiş yalnız bırakmamıştı. 

Birlikte çizdikleri resmin yarım kalmasına izin vermemişti.

Peki ya kart postalın eksik parçası kimdi ve neredeydi?

                                                                                                                           B.


Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

GARD

ASYA